Hepatit B, karaciğerde enfeksiyon yapan ve bu enfeksiyon sonucu karaciğere hasar vererek ölümcül sonuçlara neden olabilen bir virüstür. Hepatit B hastalığı bulaşıcı olup, taşıyıcılar çeşitli etkenler ile bu virüsü başka bireylere bulaştırabilirler.

Ülkemizde nüfusun yaklaşık üçte biri Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Bu bağlamda her on kişiden birinin Hepatit B virüsünü taşıdığı ve bulaştırdığı düşünülmektedir. Hepatit B virüsünü taşıyan bireylerin %75-80'i belirti göstermez. Bu kişiler genellikle tarama ve tetkikler sonucu tesadüfen hastalıklarını öğrenirler. Hepatit B hastalığının kuluçka dönemi 60-80 gün arasında değişebilmektedir.

Hepatit B virüsü ile karşılaşan on bebekten dokuzu ve yetişkin kişilerin onda biri, kuluçka dönemi sonunda bu virüsü vücudundan atamadığı takdirde yaşamı boyunca Hepatit B taşıyıcısı olur ve çevresindeki insanlara bu virüsü yayar. Taşıyıcıların hastalık hallerinde farklılıklar görülebilir. Kronikleşmiş Hepatit B hastalarının %25'i birincil karaciğer kanseri ve siroz nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Hepatit B, birincil karaciğer kanserlerinin %60-80'ine neden olur. Karaciğer kanseri, kanser ölümleri sıralamasında ilk üçte yer alır. En yaygın kanserojen sıralamasında sigaradan sonra Hepatit B virüsü gelir.

Hepatit B virüsü, taşıyıcı kişilerin kanında, menisinde, vajinal salgısında, idrarında ve az da olsa tükürüğünde bulunabilir. Virüsün bir başkasına bulaşması halinde, bulaşan kişinin Hepatit B enfeksiyonu kapmasına ve hastalanmasına yol açar.

Virüs taşıyıcı ile aynı evde yaşamak zorunda kalan tüm bireylerin Hepatit B için kan tahlili yaptırması gerekir. Bu hastalığın cinsel ilişki ile de geçmesi nedeniyle, eşler tehlike altındadır. Bu nedenle eşlerin tedbirli olmaları ve korunma yöntemlerini kullanmaları önemlidir.

Hepatit B virüsünden korunmak için alınacak tedbirler, hastalığın yayılmasını ve bulaşmasını önlemede kritik öneme sahiptir.